13. UZMANLIK DIŞI GİRİŞİM VE FAALİYETTE
BULUNULMASI
Ülkemizde meslek ve sanatlarını uygulayan
hekimlerin uzmanlık alanları ile ilgili ilk mevzuat 1219
sayılı Tababet ve Şuabatı Sanatlarının Tarzı İcrasına
Dair Kanun'dur. Özellikle cerrahi uygulamaların hangi
doktorlar tarafından yapılabileceğine dair hükümleri de
içeren söz konusu Yasa'nın 8. maddesi, Türkiye'de
hekimlik yapmak için yasada gösterilen niteliklere haiz
olanlara genel olarak hastalıkları tedavi hakkı vermekle
birlikte, herhangi bir tıp alanında uzman olmak ve o
ünvanı ilan etmek isteyen hekime, onaylanmış bir
uzmanlık belgesi olması şartını getirmekte, 10. maddesi
ise aksine uygulamaları yasaklamaktadır.
Hekimlerin uzmanlık alanları ile ilgili özel
mevzuat ise 992 sayılı Seriri Taharriyat ve Tahlilat
Yapılan ve Masli Teamüller Aranılan Umuma Mahsus
Bakteriyoloji ve Kimya Laboratuvarları Kanunu ile 3153
sayılı Radyoloji, Radyom, Elektrikle Tedavi ve Diğer
Fizyoterapi Müesseseleri Hakkında Kanun'dur. Laboratuvar
açmak isteyen Biyokimya, Mikrobiyoloji, Patoloji,
Fizyoloji uzmanlarının 992 sayılı Yasa; Radyoloji,
Nükleer Tıp, Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon uzmanları
3153 sayılı Yasa gereğince önce Sağlık Bakanlığı'ndan
ruhsat almaları gerekmektedir.
Bu yasal mevzuat içinde yeterli açıklık bulunmayan
bazı uygulamalar için tüzük ve yönetmeliklerle
hekimlere, uzmanlık dışı kısmi yetkilerin verildiği
görülmektedir. Uzmanlık eğitimi dışında belirli bir süre
kurs görülmesi sonunda kazandırılan bu haklara örnek
olarak, 10 haftaya kadar olan gebeliklere MR metoduyla
rahim tahliyesi, standartları belirlenmiş cihazlarla
sadece kendi hastalarına yönelik radyolojik tetkik,
akupunktur uygulaması yapılabilmesi gibi uygulamalar
gösterilebilir.
Günümüzde hekimlerin uzmanlık dalları ve alanları
Tıpta Uzmanlık Tüzüğü ile belirlenmiştir. Son olarak
2002 yılında değiştirilen bu tüzüğün ilk yayınlandığı
yıldaki uzmanlık dal sayısı ile şu anda belirlenen
uzmanlık dal sayısı aynı değildir. Örneğin önceki
yıllarda Nöropsikiyatri olarak belirlenen dal, günümüzde
Nöroloji ve Psikiyatri olarak ikiye ayrılmıştır. Yine
önceki yıllarda adlandırılmayan ve üst ihtisas olarak
sayılan Çocuk Cerrahisi, Gastroenteroloji, Kardiyoloji
gibi dallar, bugün bir başına birer uzmanlık dalı
olmuştur. Öte yandan, gitgide yenilenen teknoloji
beraberinde yeni ve değişik tıbbi uygulamaları da
beraberinde getirmiştir. MRI gibi radyoaktivite sorunu
olmayan uygulamalar, içeriğinde yer almadığı halde, yine
3153 sayılı Yasa kapsamında değerlendirilmektedir.
Endoskopi uygulaması mutlaka Gastroenterologlar
tarafından mı yapılmalıdır? Yeni tüzükle Anesteziyoloji
branşı yetkisine alınan Algoloji tedavisi, tüzüğün eski
haline göre hangi uzmanlık dallarınca yapılabilmekteydi?
Belirtilen örnekleri çoğaltmak mümkündür.
1219 sayılı Yasa'nın 3. maddesi; "Yukarıdaki
maddelerde belirtilen hekim diploması ile cerrahi veya
alt dallarında uzman olduğuna dair bu yasanın tanımları
gereğince gerekli belgeleri olmayan hiçbir kimse cerrahi
ameliye yapamaz. Küçük cerrahi ameliyeleri her hekim
yapabilir. Sağlık Bakanlığı'nca açılan ve yönetilen
okullardan mezun olan sağlık memurları ve bu okullara
eşdeğer okullardan mezun olup mezuniyet belgeleri Sağlık
Bakanlığı'nca onaylanıp kayıt edilenler
-yönetmeliklerinde yazılı olanlar ile sınırlı kalma
koşulu ile- küçük ameliyeleri yapabilirler. Nitelik ve
koşulları bu kanunla saptanmış olan sünnetçiler sünnet
ameliyesini yapabilirler." hükmünü içermektedir.
Yasa metninde belirtilen küçük cerrahi müdahaleler,
Emekli Yargıtay Üyesi Çetin Aşçıoğlu tarafından yarma,
boşaltma, dikiş, yakma, pansuman, kan dindirme olarak
tanımlanmaktadır. Adı geçen yazarın kitabının bu konu
ile ilgili bölümünden yapılan alıntı aşağıdadır:
UZMANLIK NEDENİYLE HAKKIN SINIRLANDIRILMASI*
Tıp bilimindeki hızlı gelişmeler ve insan
sağlığına verilen önem, doktorluk mesleğinde
uzmanlaştırmayı giderek yaygınlaştırmıştır. Uzmanlık
dalları, süreleri ve kapsamı, yasa ve tüzüklerde
belirtilmiştir.
Bazı özel ayrıcalıklar dışında, doktorluk
mesleğinin "uzmanlık nedeniyle" sınırlandırılması" söz
konusu değildir. Başka bir anlatımla, uzmanlık, bunu
alan doktorlar için bir tekel yaratmamaktadır. Türk
hukukunda uzmanlık nedeniyle mesleğin yapılmasının
sınırlandırılması yasalarda açıkça belirtilen durumlarda
söz konusudur. 3153 sayılı yasanın 1 ve 2. maddelerinde;
röntgen şuası, radiyum emanisyonu yahut radiyum
mürekkebatıyla veya her türlü elektrik aletleriyle
teşhis ve tedavi yapmak, bu dalda uzmanlık alan
doktorlara verilmiş bir haktır. 1219 sayılı Yasanın 23.
maddesinde ise umumi ve mevzii his iptali ile yapılan
büyük ameliyatların, uzman doktorlar tarafından
yapılabileceği hükmünü getirmiştir. Bu maddeye göre,
özel cerrahi uzmanlık almamış doktorlar, ancak zorunlu
(uzman bulunmaması veya celbi mümkün olmayan acil
durumlar) durumlarda hastaya yardımda bulunabilirler.
Ameliyatlarla ilgili bu ayrımın, yasada genel olarak
ifade edilmesi, uygulamada zaman zaman kararsızlıklara
yol açabilir. Yarma, boşaltma, dikiş, yakma, pansuman,
kan dindirme gibi ameliyatlar küçük ameliyatlar olup,
bunların yapılması için uzmanlık aranmayacaktır. Bunun
haricindeki çalışmalar ise büyük ameliyatlardır ve bunu
ancak uzmanlık alan doktor yapabilir.
1219 sayılı Yasa'nın 8. maddesi, Türkiye'de
hekimlik yapabilme yetkisi olanlara, genel olarak
hastalıkları tedavi hakkı vermiştir.
Ayaktan Teşhis ve Tedavi Yapılan Özel Sağlık
Kuruluşları Hakkında Yönetmelik'in 31. maddesi, sağlık
kuruluşlarında sadece kendi hastalarına yönelik direkt
radyolojik tetkiklerde kullanılmak üzere gücü 100
miliamper ve altında olan bir röntgen cihazının
bulundurulabilmesine izin vermekte, dayanak olarak 3153
sayılı Kanun'un 7. maddesi gösterilmektedir. Söz konusu
madde hükmüne göre, ilgili hekimlerin bir mütehassıs
yanında en az üç aylık bir kurs veya staj yapmış olma
mecburiyeti getirilmiştir. Yönetmelikte 100 miliamper
olarak getirilen sınırlama yetkisi, Radyoloji, Radyom ve
Elektrikle Tedavi Müesseseleri Hakkında Nizamname'nin
37. maddesine göre 15 kilovattan aşağısı olarak
belirlenmiştir. Bir başka anlatımla, 100 miliamper
ve/veya 15 kilovat altında olan röntgen cihazları için
yalnızca kendi hastalarına kullanılması koşuluyla,
uzmanlık belgesi ile Sağlık Bakanlığı ruhsatı
aranmayacaktır.
Uzmanlık dışı girişim ve faaliyette bulunmak
suçlamasıyla tabip odalarına yapılan başvurular
doğrulandığı takdirde, ilgili hekimler onur
kurullarınca, Türk Tabipleri Birliği Disiplin
Yönetmeliği'nin 4(g), 4(r) ile 5(e) ve 5(k) maddeleri
uyarınca disiplin cezası ile cezalandırılmaktadır.
Yukarıdaki açıklamalarımız doğrultusunda, acil
vakalara müdahaleler ile yasa ve yönetmeliklerle verilen
sınırlı yetkiler dışında ilgili uzmanlık dalından
olunması koşulu aranmaktadır. Yasa ve tüzüklerde
belirtilen mücbir sebepler kavramının o an için ilgili
uzmanın bulunamaması veya ilgili uzmana gönderilmesinde
hastanın transport şartlarının elvermemesi olarak
yorumlanmaktadır. Mevzuat doğrultusundaki davranış aynı
zamanda tıp etiğine de uygun olacaktır.
TIBBİ TAHLİLLERDE UZMANLIK DIŞI GİRİŞİM
Bilindiği gibi tıbbi tahlillerin yapılabilmesi 992
sayılı Yasa gereğince Tıbbi Biyokimya, Tıbbi
Mikrobiyoloji, Enfeksiyon Hastalıkları gibi uzmanlık
dallarına tanınmış bir haktır. Bu hakkın kullanımı için
Sağlık Bakanlığı'ndan ilgili uzman doktorun adına ve
laboratuvarının adresine ruhsat verilir.
Muayenehanelerde ise yalnızca kendi hastalarına
yönelik olarak sınırlı sayıda tetkik yapılabilir, ancak
raporlanamaz. Buradaki ölçü, genel anlamda kalitatif
tetkiklerdir. Kantitatif tetkikler için yetki, yukarıda
sayılan ilgili uzmanlık dalındaki hekimlere ait
olmaktadır. Günümüz uygulamasında açıklamak gerekirse,
idrarda dansite, reaksiyon, glikoz, albumin, bilirubin,
ürobilinojen, sediment mikroskopisi; periferik kanda
eritrosit ve lökosit sayımı, hemoglobin ve hematokrit
ölçümü, yayma preparat, kanama ve pıhtılaşma zamanı
değerlendirmesi, sedimantasyon sürati; gaitada gizli kan
ve parazit mikroskopisi gibi tetkikler sayılabilir. Öte
yandan, günümüzde yalnızca striplerle yapılan glikoz
miktarbelirtimi, gebelik testi gibi tetkikler de bu
sayılanlara katılabilir. Sağlık Bakanlığı'nın "Ayakta
Teşhis ve Tedavi Yapılan Özel Sağlık Kuruluşları
Hakkında Yönetmelik" içeriğinde de bu bilgilerin
ayrıntısına yer verilmiştir. Miktarbelirtimine yönelik
spektrometre gibi cihazların muayenehanede
bulundurulması, ilgili uzmanlık dallarının yetki
sınırına girilmesi olarak yorumlanmaktadır.
ASO, CRP, RF, HbSAg, HIV gibi serolojik ve her
türlü immunolojik tetkikler ise Tıbbi Biyokimya
uzmanları tarafından da yapılamaz, çünkü Tıbbi
Mikrobiyoloji uzmanlığı kapsamına girer. Benzer şekilde
kan biyokimyası gibi tetkiklerin de Tıbbi Mikrobiyoloji
uzmanları tarafından yapılmaması beklenir.
Uygulamanın aksine bir durumun tespiti halinde 1219
sayılı Yasa'nın 10. maddesi gereğince "uzmanlık dışı
faaliyette bulunmak" suçu oluşur. Bu konunun herhangi
bir biçimde ilan edilmesi de "uzmanlık dışı tanıtım
yapmak, girişimde bulunmak" olarak değerlendirilir ve bu
defa söz konusu yasanın 24. maddesi ile Tıbbi Deontoloji
Tüzüğü'nün 9. maddesi kapsamına girer. Bu eylemlerin
karşılığı, Türk Tabipleri Birliği Disiplin
Yönetmeliği'nin 4(b), 4(e), 4(g), 4(r) maddeleri
uyarınca para cezası olduğu gibi, uygulamanın
sürekliliği veya yol açtığı olumsuz sonuca göre 5(e)
maddesi uyarınca geçici olarak meslekten alıkoyma cezası
da olabilmektedir.
Dr. İlhan DOĞAN
İLGİLİ MEVZUAT
1219 Sayılı Yasa
Madde:3- "Yukarıdaki maddelerde
belirtilen hekim diploması ile cerrahi veya alt
dallarında uzman olduğuna dair bu yasanın tanımları
gereğince gerekli belgeleri olmayan hiçbir kimse cerrahi
ameliye yapamaz. Küçük cerrahi ameliyeleri her hekim
yapabilir."
(Orijinal Metin= Yukarıdaki maddelerde zikredilen
tabip diplomasını ve fenni, cerrahi veya şuabatında
ihtisas sahibi olduğuna dair işbu kanunun tarifleri
dairesinde vesaiki lazımeyi haiz olmayan hiçbir kimse
hiçbir ameliyei cerrahiye icra edemez.)
Madde:8- "Türkiye'de hekimlik
yapmak için bu yasada gösterilen nitelikleri haiz
olanların genel olarak hastalıkları tedavi hakkı vardır.
Ancak herhangi bir tıp dalında uzman olmak ve o unvanı
elde etmek isteyen hekimin Türkiye Tıp Fakültesinden
veya Sağlık Bakanlığı'nca kabul ve ilan edilecek
kuruluşlardan verilmiş veyahut yabancı ülkelerin
tanınmış bir hastane veya laboratuarından verilip
Türkiye Tıp Fakültesince onaylanmış bir uzmanlık belgesi
olmalıdır.
Madde:10- "Usulüne uygun olarak
akademik unvan almamış veya 8 inci maddede belirtilen
belgeleri bulunmayan bir hekimin tıp eğitimi ve
uzmanlığı ile ilgili ünvanları kullanması ve bunları
veya gerçeğe uymayan diğer nitelikleri herhangi bir
yolla ve biçimde ilan etmesi yasaktır."
Madde:24- "Mesleklerini uygulatan
hekimler, hastalarını kabul ettikleri yer ile muayene
saatlerini ve uzmanlıklarını bildiren ilanlar
verebilirler. Diğer biçimde ilan, reklam ve benzerlerini
yapmaları yasaktır."
Tıbbi Deontoloji Tüzüğü
Madde:3- "Tabip, vazifesi ve
ihtisası ne olursa olsun, gerekli bakımın sağlanmadığı
acil vakalarda, mücbir sebep olmadıkça, ilk yardımda
bulunur".
Madde:9- "Tabip, gazete vesair
neşir vasıtaları ile yapacağı ilanlarda ve reçete
kağıtlarında, ancak ad ve soyadı ile adresini, Tababet
İhtisas Nizamnamesine (=Tıpta Uzmanlık Tüzüğü) göre
ünvanını ve muayene gün ve saatlerini yazabilir. …"
TTB Disiplin Yönetmeliği
Madde:4- (PARA CEZASI)
(b) : Tanıtım kurallarına aykırı davranmak.
(e) : El ilanları, tabelalar, basın ve benzeri
yollarla meslektaşlar arası haksız, tıp dışı rekabete
yol açacak duyurular yapmak.
(g) : Tıpta Uzmanlık Tüzüğü'ne göre alınmış bir
uzmanlık belgesi olmadan herhangi bir şekilde tanıtım
yapmak.
(r) : Acil durumlar dışında özel bilgi ve beceri
gerektiren girişimlerde bulunmak.
Madde: 5- (GEÇİCİ OLARAK
MESLEKTEN ALIKOYMA CEZASI)
(e) : Tıpta Uzmanlık Tüzüğü'ne göre alınmış bir
uzmanlık belgesi olmadan herhangi bir şekilde uzmanmış
gibi davranmak ve tanıtım yapmak suretiyle meslek
uygulamasında bulunmak.
(k) : Kendisine başvuran veya çalıştığı kuruma
gelen acil hastaların gerekli tıbbi tedavi veya
girişimlerini başlatmamak, yapmamak ya da ilgili
kuruluşlara sevkini geciktirmek veya yapmamak.
|