1 ) İDEAL SÜNNET YAŞI NEDİR ?

Sağlık açısından bir mecburiyet varsa (derinin dar olması nedeni ile idrara çıkamama) veya gelenek ve töre olarak düşünülmüyorsa, doğumundan itibaren 9 ay içinde bebek sünnet edilebilir. 1-5 yaşlar arasında erkek çocuklarında oluşabilecek kastrasyon anksiyetesi ( hadım edilme korkusu ) nedeniyle çocuk psikiyatristleri tarafından sünnet önerilmemektedir. Aksi takdirde 5 ile 10 yaş arası psikolojik açıdan ideal sünnet yaşıdır

 

2 ) SÜNNETİN MEVSİMİ VAR MIDIR ?

Hayır, yoktur. Sünnetin genellikle yaz aylarında yapılmasının 2 ana nedeni vardır. İlki, ekonomik nedendir. Anadolu'da düğünler hasatın toplanması ve halkın gelir elde etmesi nedeni ile yazın yapılır. İkincisi sağlık nedeniyledir. Eskiden sünnet yarasının uzun sürede iyileşmesi sebebiyle sünnet, okulların tatil olduğu yaz aylarına denk getirilirdi. Ancak günümüzde gelişen teknoloji, Cumartesi sünnet olan bir çocuğun Pazartesi günü okula gidebilmesine olanak sağlamaktadır. Bu nedenle sünnetin mevsimi yoktur.

3 ) KİRVELİK NE DEMEKTİR ?

Anestezinin ,psikolojinin, teknolojinin yok sayıldığı orta çağdan kalma bir yöntemdir. Bir garanti öğesi veya eylemidir. Kirvelik hakkında bu güne dek bilimsel bir eser okumamakla birlikte, kırk yıllık meslek hayatımda yüzlerce hikaye, anı ve hatıra dinlemiş bir kişi olarak son derece zekice, akıllıca veya politik olarak kurulmuş, sosyo-psikolojik bir müessese olarak niteliyorum.

Şöyle ki sadece Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da yaşayan kürt ve alevi kökenli vatandaşlarımızda vazgeçilmez bir öğe, gelenek olarak kısmen de bu etniklerle sıkı işbirliği olan Orta Anadolu'da yaşayan insanlar arasındaki bir dostluk, arkadaşlık ve yakınlaşma bağıdır.

Sünnetçinin kasap, cellat, para için can yakan bir meslek sahibi olarak tanımlandığı bir ortamda bana göre kirve de onun suç ortağıdır.

Ancak bu ortaklığa, musevilerdeki gibi dede, baba, amca, dayı gibi yufka yürekli insanların ortak olmayacağını düşünürsek, o anda o toplulukta yabancı bir kişiye de bu görevi vermenin ne denli kolay olacağını şahsen ben düşünemiyorum. Öyleyse buna özendirici ve sağlıklı bir çözüm olarak uzun yıllar kalıcı bir çare bulmak gerekmektedir. Bunun için de sağlıklı bir sünnet yapmak, herhangi bir şanssızlık yaşamamak için kirveye büyük onur ve paye vermek gerekmektedir. Amcadan daha yakın bir ödülle onu görevlendirirken, sünnet olacak çocuğa da kalıcı bir gelecek bahşedilmektedir.

Babanın askerde, seyahatte, hapiste olduğu süreç içerisinde kirvenin serbestçe, elini kolunu sallayarak eve girip çıkmasında bir sakınca olmadığı, kirveye nikah düşmediği, kirveden kız alma kız verme olmadığı, sıkıştığı zaman babasını, kardeşini ihbardan kaçınmayan bir kişinin kirvesini ele vermediği düşünülürse olayın önem ve manası kendiliğinden ortaya çıkmaktadır.

Gerçi ben şahsen kırk yıl içerisinde beş yaşından küçük çocuklar dışında fiili olarak hiç bir çocuğu kucağa vermemekle birlikte, kirvenin yanında durmasına o kutsal emanete şahitlik etmesine her zaman sıcak bakmışımdır. Her şeyin istisnaları kaideyi bozmayacağına göre, art düşüncelerin de varsayımını göz önüne alarak yine de sağlıklı bir müessese olarak yaşamasından yanayım.

Kirvenin genelde güçlü kuvvetli, artı varlıklı bir kişi olarak seçilmesi de sosyal bir dengeyi sağlama açısından önemli bir unsurdur.

 

 

4 ) SÜNNETTE LAZER VEYA KOTER (BİPOLAR SİSTEM) KULLANMANIN SAKINCASI VAR MIDIR ?

Kesinlikle hayır. Sünnet, çakmak taşı ile başlamış ve günümüze kadar çeşitli aletler kullanılmıştır. Bugün kullandığımız alet, Bipolar Koter olarak adlandırılan 3,5 volt enerji kullanan bir alettir. Koter, sünnet işlemini kısaltmakla kalmayıp, çocuğun gözünde işlemin sevimsizliğini büyük ölçüde azaltmakta, kanamanın en aza indirilmesi sayesinde çocukla çok daha sağlıklı bir iletişim kurulmasına olanak sağlamaktadır. Kamuoyunda yanlış bilgilendirme soncu ailelerin korkulu rüyası haline gelen bu basit cihaz, günümüzde üniversite hastaneleri de dahil olmak üzere birçok klinikte tercih edilir duruma gelmiştir.

5 ) GENEL ANESTEZİ Mİ, LOKAL ANESTEZİ Mİ ?

Günümüz tıp dünyasında her işlem bir yarar / risk oranı göz önüne alınarak uygulanmaktadır. Asepsi antisepsi kurallarına riayet edilerek lokal anestezi altında çocukla iletişim kurularak kısa sürede yapılabilecek bir işlem için genel anestezi riskini almak ( özel bir durum söz konusu olmadığı takdirde ) pek uygun görülmemektedir.

6 ) HANGİ DURUMLARDA SÜNNET YAPILMAMALIDIR ?

1. Hemofili hastalığı ve benzeri kan pıhtılaşma bozukluklarında.
2. Aktif idrar yolu iltihabı varlığında.
3. Operasyonla düzelmesi mümkün olan erkek genital sistem anormalileri varlığında ( Hipospadias, Epispadias, Chordee, Gömük penis vb. ).

 

7 ) SÜNNETİ YAPMAKLA GÖREVLİ KİŞİLER KİMLERDİR ?

Sünnette görevli kişiler Doktor ve Sağlık Memurudur. 1219 sayılı Yasada ayrıca belirtilmiştir. Bunun haricindeki kişilerin sünnet için ehliyetleri yoktur.
 

8 ) SüNNETİN FAYDALARI NELERDİR.?

Sünnet, asırlardan beri Müslümanlar ve Yahudiler tarafından dini bir vecibe olarak yerine getirilmektedir. Ancak bugün sünnetin yapılmadığı pek çok ülke olmasına rağmen erkeklerin beşte birinden fazlası sünnetlidir. Bu kimselerin % 98'i inanç, % 2'si tıbbi sebepten sünnet olmuşlardır. Bununla beraber son yarım asırdan beri sünnet birçok ülkede tıbbi zaruret olarak dâha sık tatbik edilmeye başlanmıştır. Meselâ Amerika'da doğan her erkek çocuk, ailesi aksi bir düşüncede değilse hastanede sünnet edilerek evine gönderilmektedir. Ama Rusya'da kimse sünnetli değildir. Almanlar sünnet olmaz; İngilizler ancak tıbbi bir zaruret üzerine sünnet olurlar.
Sünnetin tıbbi faydaları pek çoktur; sünnet olmayan şahıslarda görülen çeşitli hastalıklar dikkatle incelendiği takdirde sünnetin önemi daha iyi anlaşılacaktır
.

SÜNNET OLMAYANLARDA GÖRÜLEN HASTALIKLAR.

1. Balanitis, posthitis, balano-posthitis gibi iltihaplar;

2. Sünnet derisi altında taş teşekkülü

3. Doğuştan ya da sonradan iltihaplar sebebi ile teşekkül etmiş ve acil müdahale gerektiren fimozis (sünnet derisi darlığı)

4. Parafimozis (sünnet derisinin kamış başı arkasında kalması). Bu sünnet derisini geriye sıvamak ya da sünnetsizlerde cinsi münasebetten sonra ortaya çıkabilir. Kamış başı şişer, hatta kamış kangreni ortaya çıkabilir

5. Sünnet derisi altındaki pislikten hasıl olan idrar yolu, mesane ve böbrek iltihapları,

6. Priapismus adı verilen marazi ereksiyon ve bilhassa fimozisli çocuklarda daha sık olmak üzere istimna (masturbation)'a temayül.

7. Darbelere dayanıklılığın azlığı (sünnet olunca kamış başı epidermize olur ve darbelere dayanıklılık kazanır; keza kamış başı hassasiyetinin azalmasına bağlı olarak erken inzale te- mayül de azalır. Seksüel münasebet süresi uzar), halbuki sünnetsizlerde erken izal husııle gelir.

8. Sünnet derisi altında meni kalmasına bağlı olarak seksüel münasebet esnasında hazneye az miktarda meni atılması sonucu çocuk olmaması, bu kimselerin sünnetten sonra çocukları olmuştur.

9. Sünnetsizlerde, papillom, kondiloma akuminata gibi selim tümörler kamış kanseri ve sünnetsiz kimselerin eşlerinde rahim ağzı kanseri sık görülür.

10. Frengi, AIDS ve bel soğukluğu gibi zührevi hastalıklar sünnetsiz olan kişilerde bulaşma risiki daha fazladır..

Gerçekten yukarıda on madde halinde zikredilen çeşitli hastalıklar sünnetli şahıslarda görülmemektedir. Bu husus sünnetin tıbbi bakımdan ne kadar önemli olduğuna kifayet eder sanıyoruz

Giriş Sayfası | Hakkımda | Sünnet Hakkında | Sıkça Sorulanlar | Uzman Görüşler | Hipospedias | Penis Gelişimi | 1219 Sayılı Yasa | Resimlerle Sünnet | Sünnet Galerisi | Resimlerle Türkiyem | Spor Magazin

Bu sitenin son güncelleştirilme tarihi 13/06/06